20 yüzyılın başı, ulus devletlerin toprağa çizdiği sınırlar gibi insanların da maddi ve manevi arayışları arasına
kalın sınırlar çizme çabasına tanık oldu. Türkiye’de ise modernleşme hamleleri bilim ile din arasında yeni
tanımları, maneviyatı aklın terazisinde tartmak isteyen bir kuşağın sancılarını, yeni bir anlam arayışını
beraberinde getirdi.
Batı’dan esen ruhçuluk akımı, Osmanlı son döneminden başlayarak Cumhuriyet entelektüelleri için hem
kaybolan metafizik duyguyu ...